Şirketlerde AI Benimseme ve Performansını Güven Düzeyleri Şekillendiriyor

Şirketlerde AI Benimseme ve Performansını Güven Düzeyleri Şekillendiriyor

Okuma süresi: 3 dk.

Bugün Yönetim Çalışmaları Dergisi‘nde yayımlanan bir çalışma, kurumsal üyelerin AI’a olan güveninin, AI’ın benimsenmesi ve performansını nasıl şekillendirdiği konusunda değerli içgörüler sunuyor.

Acele Mi Ediyorsunuz? İşte Önemli Bilgiler!

  • Çalışanların AI teknolojisini şirketlerde ne şekilde benimsedikleri ve bu teknolojiyle nasıl etkileşime girdiklerini güven seviyeleri etkiler.
  • Düşük güven, önyargılı verilere yol açar, AI performansını düşürür ve benimsenmesini geciktirir.
  • AI’ya karşı duygusal tepkiler, korku veya heyecan gibi, çalışanların bu teknolojiyi benimsemesini etkiler.

Bu araştırma, niteliksel ve gerçek hayat üzerine yapılan bir çalışmaya dayanarak, çalışanlar arasında dört farklı güven konfigürasyonu belirlemektedir: tam güven, tam güvensizlik, rahatsız edici güven ve kör güven.

Bu güven seviyeleri – bilişsel (inanç temelli) ve duygusal (hissiyat temelli) bileşenleri içerir – dijital ortamlardaki davranışları etkiler ve araştırmacılar, bu durumun AI’ın organizasyonlar içindeki etkinliğini etkileyeceğini savunur.

Tam güven, çalışanların AI’ya hem yüksek duygusal hem de bilişsel güven duyduğu durumdur. Rahatsız edici güven, yüksek bilişsel fakat düşük duygusal güveni ifade ederken, kör güven çalışanların düşük bilişsel fakat yüksek duygusal güven duyduğu anlamına gelir.

Güvenin farklı seviyeleri, çalışanların iş yerinde Yapay Zeka ile nasıl etkileşime girdiği üzerinde önemli etkilere sahip. Tam anlamıyla Yapay Zeka’ya güven, çalışanların karar verme konusunda bu teknolojiye güven duymaları nedeniyle daha sorunsuz bir benimsemeye yol açar.

Ancak, çalışanlar Yapay Zeka’ya tamamen güvenmezlerse, onun kullanımına direnç gösterebilirler, bu da etkinliğini ve potansiyel faydalarını sınırlar. Rahatsız edici güven durumunda, çalışanlar emin olmasa da hala Yapay Zeka’yı kullanıyor olabilirler, bu da çalışanların teknolojiye tamamen bağlı olmamaları nedeniyle tutarsız sonuçlara yol açabilir.

Bu davranışlar, hatalı veya eksik veri girişinin AI performansını düşürdüğü, teknolojiye olan güveni daha da zarar verdiği ve benimsenmesini geciktirdiği bir “kısır döngü” oluşturdu.

Öte yandan, kör güven – çalışanların AI’ya sorgusuz sualsiz güvendiği durum – sorunlara yol açabilir, çünkü sistemdeki hataları göz ardı edebilir ve bu, taraflı verilere veya kötü kararlara yol açabilir.

Çalışma, güvenin sadece çalışanların AI’ı ne kadar bilişsel olarak anladıklarıyla ilgili olmadığını, aynı zamanda onunla ne kadar duygusal olarak rahat hissettiklerini de göstermektedir. İlginç bir şekilde, AI’ın sunulması, şeffaflık kültürüne sahip organizasyonlarda bile güven seviyelerini bozabilir.

Çalışanların AI’ya karşı duygusal tepkileri, onu benimseyip benimsemeyeceklerini belirlemede büyük bir rol oynar. Araştırmacılar, farklı güven yapılandırmalarının farklı davranışlara nasıl yol açtığını açıklayan bir model geliştirdiler, ki bu da sırasıyla AI performansını ve sonuçta AI benimsenmesini etkiler.

Model, çalışanların güvende ve rahat hissettiklerinde, AI’ye daha doğru veriler sağladıklarını önermektedir. Bu, performansını artırır. Öte yandan, güvensizlik, önyargılı veya sınırlı verilere yol açar ve bu da AI’nın etkin bir şekilde işlev görmesine zarar verir.

Çalışma ayrıca, AI’nin benimsenmesine daha insana odaklı bir yaklaşım çağrısında bulunuyor. Liderlerin yalnızca AI’nin teknik yönlerine odaklanmak yerine, çalışanların teknoloji hakkında hem bilişsel hem de duygusal endişelerini ele alması gerektiği belirtiliyor. Bu, farklı güven seviyelerinin, çalışanların AI’ye uyum sağlamalarına yardımcı olmak için farklı stratejiler gerektirdiğini kabul etmek anlamına gelir.

Yöneticiler, hem bilişsel hem de duygusal güveni inşa ederek AI (Yapay Zeka) benimsemesini artırabilirler. Bilişsel güveni inşa etmek için, çalışanların AI’nin nasıl çalıştığını anlamalarına yardımcı olacak eğitimler sağlamak, yeteneklerini ve sınırlarını açıklamak ve veri kullanımı konusunda net politikalar belirlemek önemlidir. AI’nin zamanla gelişmesi konusunda beklentileri yönetmek ve sabırlı olmak da son derece önemlidir.

Duygusal güveni inşa etmek için, yöneticilerin endişeler hakkında açık konuşmaları teşvik etmesi, AI’nin potansiyeli hakkında heyecan göstermesi ve çalışanların duygularını ifade etmeleri için güvenli bir alan yaratması gerekir. Liderlerin, özellikle hassas verilerle ilgilenirken, AI’nin etik ve sorumlu bir şekilde kullanılmasını sağlaması da, çalışanların kendilerini güvende hissetmelerini sağlar.

Sonuç olarak, çalışma, çalışanların AI etrafında nasıl davrandıklarında güvenin hayati bir rol oynadığını vurgulamaktadır. Güvenin hem bilişsel hem de duygusal yönlerini anlamak ve ele almak, şirketlerin AI teknolojisini iş akışlarına başarılı bir şekilde entegre etmelerine yardımcı olabilir.

Bu makaleyi beğendiniz mi?
Puan verin!
Hiç sevmedim Pek beğenmedim Fena değildi Gayet iyiydi! Bayıldım!

Çalışmamızı beğenmeniz bizi çok mutlu etti!

Değerli bir okuyucumuz olarak Trustpilot sitesinde bizi puanlamak ister miydiniz? Bu hemen halledilebilen bir işlemdir ve emin olun ki görüşünüz bizim için çok kıymetlidir. Desteğiniz için ne kadar teşekkür etsek az!

Trustpilot'ta bize puan ver
5.00 1 kullanıcı tarafından oy verildi
Başlık
Yorum
Geri bildiriminiz için teşekkür ederiz
Loader
Please wait 5 minutes before posting another comment.
Comment sent for approval.

Yorum bırakın

Loader
Loader Devamını oku...